to admire
01
hayranlık duymak
to express respect toward someone or something often due to qualities, achievements, etc.
Transitive: to admire sb for a quality or achievement
Örnekler
She admires her grandmother for her wisdom and strength in facing life's challenges.
O, büyükannesinin yaşamın zorluklarıyla yüzleşmedeki bilgeliği ve gücü için ona hayranlık duyuyor.
Many people admire the artist for their ability to create beautiful and meaningful works of art.
Birçok insan, güzel ve anlamlı sanat eserleri yaratma yeteneği için sanatçıya hayranlık duyar.
02
hayran olmak, hayranlıkla bakmak
to look at something with wonder, pleasure, or approval
Transitive: to admire sth
Örnekler
She admired the breathtaking sunset over the ocean, mesmerized by its vibrant colors.
O, okyanus üzerindeki nefes kesici gün batımını hayranlıkla izledi, canlı renkleriyle büyülendi.
As an art enthusiast, he admired the intricate details of the Renaissance paintings at the museum.
Bir sanat tutkunu olarak, müzedeki Rönesans tablolarının karmaşık detaylarını hayranlıkla izliyordu.
Leksikal Ağaç
admirable
admired
admirer
admire



























