to hone in on
[phrase form: hone]
01
üzerine odaklanmak, hedeflemek
to focus, narrow down, or direct attention with precision on a specific target, topic, or goal
Transitive: to hone in on sb/sth
Örnekler
As the detective gathered more clues, he began to hone in on the prime suspect in the case.
Dedektif daha fazla ipucu topladıkça, davadaki baş şüpheliye odaklanmaya başladı.
After several attempts, he finally honed in on the perfect recipe for chocolate chip cookies.
Birkaç denemeden sonra, sonunda çikolata parçalı kurabiyeler için mükemmel tarif üzerinde yoğunlaştı.
