to rat on
[phrase form: rat]
01
ispiyonlamak
to inform an authority about the wrong or illegal actions of others
Dialect
British
British
Örnekler
I ca n't believe you ratted on me like that to mom and dad — I'm never telling you anything ever again!
Anneme ve babama beni böyle ispiyonladığına inanamıyorum—sana asla bir daha hiçbir şey söylemeyeceğim!
John ratted on me, and I got in trouble.
John beni ispiyonladı ve başım belaya girdi.
02
oyunbozanlık etmek
to not fulfill a promise or agreement
DialectBritish
British
Örnekler
I ca n't back someone who rats on his promises.
Sözlerini tutmayan birini destekleyemem.
The government is accused of ratting on its promises to the unemployed.
Hükümet, işsizlere verdiği sözleri tutmamakla suçlanıyor.
