to pack out
[phrase form: pack]
01
doldurmak, tıka basa doldurmak
to fill an arena to its capacity
Örnekler
The rock band 's performance packed out the arena within hours of ticket sales.
Rock grubunun performansı, bilet satışlarının başlamasından saatler sonra arenayı tamamen doldurdu.
The magic show packed out the theater every night for a week.
Sihir gösterisi bir hafta boyunca her gece tiyatroyu tıka basa doldurdu.
02
getirdiğin her şeyi geri götür, çöpünü topla
to carry out all that one has brought into an area, especially regarding waste or trash in outdoor or wilderness settings
Örnekler
To maintain the beauty of the park, officials asked visitors to pack everything out.
Parkın güzelliğini korumak için yetkililer ziyaretçilerden her şeyi toplayıp götürmelerini istedi.
She always packs her lunch out, ensuring not to leave any trash at the picnic site.
O her zaman çöplerini toplar, piknik alanında hiçbir çöp bırakmamaya dikkat eder.
