to do for
[phrase form: do]
01
yetmek, uymak
to be sufficient, satisfactory, or suitable for a particular purpose
Örnekler
A simple sandwich will do for lunch; I do n't need anything elaborate.
Öğle yemeği için basit bir sandviç yeterli olacaktır; karmaşık bir şeye ihtiyacım yok.
This explanation should do for understanding the basic principles of the concept.
Bu açıklama, kavramın temel ilkelerini anlamak için yeterli olmalıdır.



























