to go towards
[phrase form: go]
01
katkıda bulunmak, doğru gitmek
to give or use something for a particular goal or purpose
Örnekler
Their hard work went towards making the project a success.
Onların sıkı çalışması projenin başarılı olmasına katkı sağladı.
The company's profits will go towards expanding their operations.
Şirketin kârları, operasyonlarını genişletmeye yönelecek.
02
yönelmek, doğru gitmek
to move in the direction of a particular location or destination
Örnekler
They decided to go towards the mountain to explore its trails.
Dağın patikalarını keşfetmek için doğru gitmeye karar verdiler.
If you follow the path, it will go towards the riverbank.
Yolu takip edersen, nehir kıyısına doğru gider.
