to walk in on
[phrase form: walk]
01
istemeden girmek, yakalamak
to enter a place and accidentally discover someone in a private moment or activity
Örnekler
We accidentally walked in on the confidential meeting; the door was left open.
Yanlışlıkla gizli toplantıya dalıverdik; kapı açık bırakılmıştı.
The children often walk in on their parents having discussions about adult matters.
Çocuklar sıklıkla ebeveynlerini yetişkin meseleleri hakkında tartışırken yakalarlar.



























