to settle in
[phrase form: settle]
01
yerleştirmek, alışmasına yardım etmek
to assist someone to become accustomed to a new environment
Transitive: to settle in sb
Örnekler
As the designated mentor, Sarah took it upon herself to settle the new employee in.
Belirlenen mentor olarak Sarah, yeni çalışanın ortama alışmasına yardım etmeyi üstlendi.
The university assigned a student ambassador to settle the international students in.
Üniversite, uluslararası öğrencilerin yerleşmesine yardımcı olmak için bir öğrenci elçisi atadı.
02
yerleşmek, alışmak
to become familiar and at ease in a new environment
Intransitive
Örnekler
After a few days, the new students began to settle in and make friends.
Birkaç gün sonra, yeni öğrenciler yerleşmeye ve arkadaş edinmeye başladı.
The excitement of the move gradually faded, and they finally settled in.
Taşınmanın heyecanı yavaş yavaş azaldı ve sonunda yerleştiler.
