ter
/ɹˈʌn ɐɹˈaʊnd ˈaftə/
run round afterrun about afterto run around after
[phrase form: run]
01
peşinden koşmak, arkasından koşturmak
to help someone with tasks they should handle independently
Örnekler
She 's tired of running around after her grown son, who should be more independent.
Yetişkin oğlunun peşinde koşmaktan yoruldu, o daha bağımsız olmalı.
I ca n't keep running around after my colleague; he needs to handle his own responsibilities.
Meslektaşımın peşinden koşmayı sürdüremem; kendi sorumluluklarını üstlenmesi gerekiyor.
02
peşinden koşmak, sürekli takip etmek
to follow someone or something constantly
Örnekler
The dog ran round after its tail, a comical sight that always made the kids laugh.
Köpek kuyruğunun peşinden koştu, çocukları her zaman güldüren komik bir manzaraydı.
The teacher was exhausted from running round after her unruly students during the field trip
Öğretmen, gezi sırasında yaramaz öğrencilerinin peşinden koşmaktan bitkin düşmüştü.
