Ara
to pull to
[phrase form: pull]
01
kapıyı çekmek, kapıyı kendine doğru çekmek
to close a door or window by drawing it toward oneself
Example
Feeling a draft, he got up and pulled the back door to.
Bir rüzgar hissetti, kalkıp arka kapıyı kendine doğru çekti.
Not wanting to disturb the meeting, she quietly pulled the conference room door to behind her.
Toplantıyı rahatsız etmek istemediği için, sessizce konferans odası kapısını arkasından kapıyı kendine doğru çekerek kapattı.
02
çekmek, götürmek
to drag or guide someone or something to a position
Example
With all her might, she pulled the couch to the opposite wall.
Tüm gücüyle kanepeyi karşı duvara çekti.
The two kids collaborated and pulled the sled to the top of the hill.
İki çocuk işbirliği yaptı ve kızılayı tepenin zirvesine çektiler.
