to reach down
[phrase form: reach]
01
eğilmek, aşağıya uzanmak
to extend one's arm or body downward in order to touch or grab something at a lower level
Intransitive
Örnekler
The toddler excitedly reached down to pick up the colorful toy from the playmat.
Yürümeye yeni başlayan çocuk, oyun matındaki renkli oyuncağı almak için heyecanla aşağı uzandı.
As the student dropped a pencil, the teacher had to reach down to retrieve it from the classroom floor.
Öğrenci bir kalem düşürdüğünde, öğretmen sınıfın zemininden almak için eğilmek zorunda kaldı.
02
aşağı uzanmak, aşağıya erişmek
to stretch upwards and bring something down from a higher level
Transitive: to reach down sth
Örnekler
Shall I reach the book down from the top shelf for you?
Yukarıdaki raftan kitabı sizin için aşağıya uzatayım mı?
The child reached down the cookies from the kitchen counter.
Çocuk mutfak tezgahından kurabiyeleri aşağıya uzandı ve aldı.
