to get on to
[phrase form: get]
01
geçmek, ele almak
to start discussing or addressing a specific topic or subject in a conversation or discussion
Örnekler
Let's get on to the main agenda of the meeting.
Toplantının ana gündemine geçelim.
She got on to the topic of environmental sustainability in her presentation.
Sunumunda çevresel sürdürülebilirlik konusuna geçti.
02
seçilmek, üye olmak
to be elected as a part of an organization or group
Örnekler
He worked tirelessly to get on to the board of directors and contribute to the organization's success.
Yönetim kuruluna girmek ve organizasyonun başarısına katkıda bulunmak için durmadan çalıştı.
She finally got on to the committee after years of dedication.
Yıllar süren adanmışlıktan sonra nihayet komiteye girmeyi başardı.
03
geçmek, ele almak
to advance to or begin working on a particular task or issue
Örnekler
Let's get on to the next phase of the project.
Projenin bir sonraki aşamasına geçelim.
He got on to studying for his final exams after finishing his assignments.
Ödevlerini bitirdikten sonra final sınavlarına çalışmaya başladı.
