to live through
[phrase form: live]
01
atlatmak, hayatta kalmak
to survive a disaster or difficult situation
Transitive: to live through a difficult situation
Örnekler
The children lived through the loss of their parents, their love for each other providing strength and solace in their time of grief.
Çocuklar, ebeveynlerinin kaybını atlatıp, keder zamanlarında birbirlerine olan sevgileri onlara güç ve teselli sağladı.
The community lived through the economic crisis, their unity and support for one another helping them weather the storm.
Topluluk ekonomik krizi atlatmayı başardı, birlikleri ve birbirlerine destekleri fırtınayı atlatmalarına yardımcı oldu.
