in the face of
Örnekler
The rescue team pressed on in the face of fierce storms, determined to reach the stranded hikers.
Kurtarma ekibi, şiddetli fırtınalar karşısında ilerlemeye devam etti, mahsur kalan yürüyüşçülere ulaşmaya kararlıydı.
He stood tall in the face of the bullying, refusing to let it affect his confidence.
Zorbalık karşısında dimdik durdu, özgüveninin etkilenmesine izin vermedi.
1.1
karşısında
despite a challenging or difficult situation
Örnekler
They completed the marathon in the face of extreme heat and exhaustion.
Aşırı sıcak ve bitkinlik karşısında maratonu tamamladılar.
She succeeded in the face of overwhelming odds.
O, karşısında ezici zorlukların başarılı oldu.



























