smooth-talking
01
yağmacı, tatlı dilli
speaking in a charming, persuasive way, often to influence or deceive others
Örnekler
The smooth-talking salesman convinced her to buy the expensive package.
Tatlı dilli satıcı onu pahalı paketi satın almaya ikna etti.
The smooth-talking politician won support despite weak policies.
Zayıf politikalarına rağmen düzgün konuşan politikacı destek kazandı.



























