zesty
01
enerjik, ruh dolu
having an energetic and spirited quality
Örnekler
Her zesty approach to life made every day feel like an adventure.
Hayata olan enerjik yaklaşımı, her günü bir macera gibi hissettiriyordu.
The party was full of zesty conversations and lively music.
Parti, enerjik sohbetler ve canlı müzikle doluydu.
02
lezzetli
(of food) having a sharp, strong, and refreshing taste
Örnekler
The zesty salsa added a burst of flavor to the tacos with its combination of tomatoes, onions, and cilantro.
Baharatlı salsa, domates, soğan ve kişniş kombinasyonuyla taco'lara bir lezzet patlaması ekledi.
She prepared a zesty marinade for the chicken, combining lemon juice, garlic, and herbs.
Tavuk için limon suyu, sarımsak ve otları birleştirerek keskin bir marine hazırladı.
Leksikal Ağaç
zestily
zesty
zest



























