to window-shop
/wˈɪndoʊʃˈɑːp/
/wˈɪndəʊʃˈɒp/
to window-shop
01
vitrinlere bakmak, pencere alışverişi yapmak
to look at items displayed in store windows without intending to make a purchase; to browse visually
Örnekler
We love to window-shop on weekends, admiring all the latest fashion trends.
Hafta sonları vitrin bakıcılığı yapmayı seviyoruz, tüm son moda trendlerine hayran kalıyoruz.
They spent the afternoon window-shopping downtown, dreaming about what they would buy if they won the lottery.
Öğleden sonralarını şehir merkezinde vitrinlere bakarak geçirdiler, piyangoyu kazansalar ne alacaklarını hayal ederek.



























