Votary
01
yeminle kutsanmış
an individual who is devoted to a religious life through solemn commitments or vows
Örnekler
After years of searching for purpose, Mark became a votary and joined a monastery in the hills.
Yıllar süren anlam arayışından sonra, Mark bir votary oldu ve tepelerdeki bir manastıra katıldı.
Clara 's dedication was evident in her life as a votary, often serving the less fortunate and spending hours in prayer.
Clara'nın adanmışlığı, bir dindar olarak hayatında, sıklıkla daha az şanslı olanlara hizmet ederek ve saatlerce dua ederek belirgindi.
02
dindar
a religious leader or devoted follower in a non-Christian faith or spiritual group
Örnekler
In the heart of the city stood an ancient shrine, where the votary conducted daily ceremonies.
Şehrin kalbinde, adakçının günlük törenler yönettiği antik bir tapınak duruyordu.
People traveled from distant lands to seek the guidance of the revered votary.
İnsanlar, saygıdeğer dindarın rehberliğini aramak için uzak diyarlardan seyahat ettiler.
03
bağlı, dindar
a devoted (almost religiously so) adherent of a cause or person or activity



























