Blind alley
01
çıkmaz
a course or situation that yields no useful results
Örnekler
The company 's marketing strategy was a blind alley, with no increase in sales or customer engagement.
Şirketin pazarlama stratejisi, satışlarda veya müşteri katılımında artış olmayan bir çıkmaz sokak idi.
The investigation had hit a blind alley, with no new leads or evidence to pursue.
Soruşturma, takip edilecek yeni bir ipucu veya kanıt olmadan bir çıkmaz sokaka ulaşmıştı.
02
çıkmaz sokak, ölü sokak
a passage or street allowing entry and exit from one end
Örnekler
Their house is tucked away at the end of a quiet blind alley.
Evleri, sakin bir çıkmaz sokak sonunda gizlenmiş.
The taxi turned into a blind alley and had to reverse out.
Taksi bir çıkmaz sokağa girdi ve geri geri çıkmak zorunda kaldı.



























