Ara
to visualize
01
kafasında canlandırmak
to form a mental image or picture of something
Transitive: to visualize sth
Example
Before the competition, athletes often visualize their success.
As she read the novel, she could vividly visualize the scenes described by the author.
02
görüntülemek, görselleştirmek
to make an internal part of the body visible using radiographic techniques
Transitive: to visualize an internal part of the body
Example
The doctor used an X-ray to visualize the fracture in the patient ’s arm.
Doktor, hastanın kolundaki kırığı görüntülemek için bir röntgen kullandı.
A CT scan can help visualize the internal organs to check for abnormalities.
Bir BT taraması, iç organları anormallikleri kontrol etmek için görüntülemek/görselleştirmek konusunda yardımcı olabilir.
03
hayal etmek, gözünde canlandırmak
to form a mental image or picture of something in the mind
Intransitive
Example
She visualizes when planning her future, imagining all the possibilities.
Geleceğini planlarken hayal ediyor, tüm olasılıkları gözünde canlandırıyor.
She visualized during meditation, imagining a peaceful scene to calm her mind.
Meditasyon sırasında, zihinini sakinleştirmek için huzurlu bir sahneyi gözünde canlandırdı.
word family
vision
Noun
visual
Adjective
visualize
Verb
visualized
Adjective
visualized
Adjective
visualizer
Noun
visualizer
Noun
Yakın Kelimeler
