Vanity
01
makyaj masası, tuvalet masası
low table with mirror or mirrors where one sits while dressing or applying makeup
Dialect
American
American
02
kendini beğenmişlik
the act of taking excessive pride in one's own achievements or abilities
Örnekler
His vanity made it difficult for him to accept criticism.
Kibir eleştirileri kabul etmesini zorlaştırdı.
The novel explores the consequences of vanity in a character's life.
Roman, bir karakterin hayatında kibirin sonuçlarını araştırır.
03
kibir
the trait of being unduly vain and conceited; false pride
04
kibir, anlamsızlık
the quality of being valueless or futile
Leksikal Ağaç
vanity
vain
