unfairly
Örnekler
She was unfairly passed over for promotion despite her excellent work.
Mükemmel çalışmasına rağmen haksız yere terfi için göz ardı edildi.
The children complained that the teacher unfairly favored some students over others.
Çocuklar, öğretmenin bazı öğrencileri diğerlerine göre haksız yere kayırdığından şikayet ettiler.
1.1
haksızca
in a manner that breaks or ignores the rules, especially in games or competitions
Örnekler
The player was accused of playing unfairly by using banned equipment.
Oyuncu, yasaklı ekipman kullanarak haksız bir şekilde oynamakla suçlandı.
It is unfairly to gain an advantage by ignoring the referee's decisions.
Haksızca hakemin kararlarını görmezden gelerek bir avantaj elde etmek.
Leksikal Ağaç
unfairly
fairly
fair
