to undeceive
01
gözünü açmak
to reveal the truth and free someone from misconceptions
Örnekler
The documentary sought to undeceive viewers about common myths surrounding climate change, presenting scientifically backed facts.
Belgesel, iklim değişikliği etrafındaki yaygın mitler hakkında izleyicileri yanlış bilgilerden kurtarmayı amaçladı ve bilimsel olarak desteklenen gerçekleri sundu.
The mentor 's role was to undeceive the student, providing accurate information and dispelling any misconceptions about the industry.
Mentörün rolü, öğrenciyi yanılgıdan kurtarmak, doğru bilgiler sağlamak ve endüstri hakkındaki yanlış anlamaları gidermekti.
Leksikal Ağaç
undeceived
undeceive
deceive
deceit
