to tyrannize
01
zulmetmek, zorbalık etmek
to act with excessive, unfair authority or harshness
Intransitive: to tyrannize over sb
Örnekler
For years, the governor had tyrannized over the people, making arbitrary decisions.
Yıllarca vali, halkı zulmetti, keyfi kararlar alarak.
The general tyrannized over the soldiers, forcing them to work long hours.
General, askerleri zulmetti, onları uzun saatler çalışmaya zorladı.
02
zulmetmek, acımasızca yönetmek
to rule or treat others with cruelty, unfairness, or excessive control
Transitive: to tyrannize sb
Örnekler
She felt oppressed, as her boss seemed to tyrannize her with unreasonable demands.
Kendini baskı altında hissediyordu, çünkü patronu onu mantıksız taleplerle tiranlık ediyor gibiydi.
The manager was known to tyrannize the staff, making them work long hours with little rest.
Yöneticinin, personeli zulmetmek ile tanındığı, onları uzun saatler çalıştırıp dinlenmelerine izin vermediği biliniyordu.
Leksikal Ağaç
tyrannize
tyranny



























