Trance
01
kendinden geçme hali
an altered state of consciousness characterized by focused attention, deep relaxation, and heightened suggestibility
Örnekler
During the therapy session, she entered a trance for relaxation.
Terapi seansı sırasında, rahatlamak için trans haline girdi.
The repetitive motion put him in a calming trance.
Tekrarlayan hareket onu sakinleştirici bir trans haline soktu.
02
trans, trans hali
a mental state characterized by a fragile consciousness and reduced ability for voluntary action, often resembling a deep sleep
Örnekler
After hours of intense focus, she slipped into a trance-like state of deep concentration.
Saatlerce süren yoğun odaklanmanın ardından, derin bir konsantrasyonun trans benzeri bir haline girdi.
The monk achieved a trance through meditation, disconnecting from worldly distractions.
Keşiş, dünyevi dikkat dağıtıcılardan uzaklaşarak meditasyon yoluyla bir trans durumuna ulaştı.
to trance
01
büyülemek, kendine bağlamak
attract; cause to be enamored
Leksikal Ağaç
semitrance
trancelike
trance



























