tired
01
yorgun
needing to sleep or rest because of not having any more energy
Örnekler
After a long day at work, he felt extremely tired.
Uzun bir iş gününden sonra kendini son derece yorgun hissetti.
She felt tired and decided to take a short nap.
Yorgun hissetti ve kısa bir şekerleme yapmaya karar verdi.
02
aşınmış, bayat
repeated too often; overfamiliar through overuse
03
yorulmuş, bıkmış
feeling annoyed or frustrated because of something that has happened too often or for too long
Örnekler
She is tired of hearing the same complaints every day.
O, her gün aynı şikayetleri duymaktan bıkmış.
I am so tired of waiting for things to change.
Bir şeylerin değişmesini beklemekten çok yoruldum.
Leksikal Ağaç
overtired
tiredly
tiredness
tired
tire
