Timetable
01
tarife (tren/uçağa/vapur/otobüs ait)
a list or chart that shows the departure and arrival times of trains, buses, airplanes, etc.
Dialect
British
British
Örnekler
She checked the train timetable to plan her journey.
Yolculuğunu planlamak için tren tarifesini kontrol etti.
The bus timetable indicates that the next one arrives in 15 minutes.
Otobüs tarifesi, bir sonrakinin 15 dakika içinde geleceğini gösteriyor.
02
zaman çizelgesi, program
a detailed plan of events and activities with the times and dates mentioned
DialectBritish
British
to timetable
01
programlamak, planlamak
to schedule or plan events for specific times
Transitive: to timetable events or activities
Örnekler
The school timetabled the classes for the entire semester.
Okul, tüm dönem için dersleri programladı.
She timetabled her study sessions to ensure she covered all the material before the exam.
Sınavdan önce tüm materyali kapsadığından emin olmak için çalışma seanslarını planladı.
Leksikal Ağaç
timetable
time
table
