to tear away
[phrase form: tear]
01
koparmak, yırtıp çıkarmak
to forcefully rip something or remove it from its place
Örnekler
The child tore away the wrapping paper to reveal the gift.
Çocuk hediyeyi ortaya çıkarmak için ambalaj kağıdını yırttı.
She tore the old wallpaper away from the wall.
O, eski duvar kağıdını duvardan söktü.
02
koparmak, uzaklaştırmak
to forcibly separate someone from what they were doing, disrupting their focus or enjoyment
Örnekler
The urgent call had the power to tear her away from the relaxing weekend getaway.
Acil çağrı, onu rahatlatıcı hafta sonu kaçamağından koparıp alacak güce sahipti.
To maintain the schedule, they had to tear the kids away from the playground for dinner.
Programa bağlı kalmak için, çocukları akşam yemeği için oyun alanından koparmak zorunda kaldılar.
