Tattoo
01
dövme
a design on the skin marked permanently by putting colored ink in the small holes of the skin
Örnekler
She got a small butterfly tattoo on her wrist.
Bileğine küçük bir kelebek dövme yaptırdı.
His tattoo of a dragon stretched across his back.
Sırtına uzanan bir ejderha dövmesi vardı.
02
dövme
the practice of making a design on the skin by pricking and staining
03
tatu, davul sesi
a drumbeat or bugle call that signals the military to return to their quarters
to tattoo
01
dövme yapmak, kalıcı mürekkeple işaretlemek
to mark or decorate the skin with permanent ink
Transitive: to tattoo a design
Örnekler
She chose to tattoo her favorite quote on her wrist as a permanent reminder.
En sevdiği alıntıyı kalıcı bir hatırlatma olarak bileğine dövme yaptırmayı seçti.
The artist skillfully tattooed a vibrant butterfly on the client's shoulder.
Sanatçı, müşterinin omzuna ustalıkla canlı bir kelebek dövmüş.
