to tarry
01
oyalanmak, geç kalmak
to delay departure, often due to reluctance to leave or being absorbed in an activity
Örnekler
We decided to tarry at the beach a little longer to watch the sunset.
Gün batımını izlemek için plajda biraz daha oyalanmaya karar verdik.
Despite having plans for the evening, he chose to tarry and enjoy the conversation with friends.
Akşam için planları olmasına rağmen, oyalanmayı ve arkadaşlarıyla sohbetin tadını çıkarmayı seçti.
02
oyalanmak, geç kalmak
leave slowly and hesitantly
tarry
01
katranlı, ziftli
having the characteristics of pitch or tar
Leksikal Ağaç
tarriance
tarry



























