supplementary
01
tamamlayıcı
provided to improve or enhance something that already exists
Dialect
British
British
Örnekler
The teacher handed out supplementary worksheets to help students grasp the more challenging concepts.
Öğretmen, öğrencilerin daha zorlu kavramları kavramasına yardımcı olmak için tamamlayıcı çalışma sayfaları dağıttı.
The guidebook included supplementary chapters to offer a deeper understanding of the main subject.
Rehber, ana konu hakkında daha derin bir anlayış sunmak için ek bölümler içeriyordu.
Örnekler
The teacher provided supplementary materials to help students understand the lesson better.
Öğretmen, öğrencilerin dersi daha iyi anlamasına yardımcı olmak için tamamlayıcı materyaller sağladı.
She took a supplementary course to gain extra skills in her field.
O, alanında ek beceriler kazanmak için ek bir kurs aldı.
