studious
01
çalışkan
hardworking, committed, and deeply engaged in the pursuit of a particular goal or objective
Örnekler
She kept a studious focus during the lecture.
Ders sırasında çalışkan bir odaklanma sergiledi.
A studious worker often pays close attention to instructions.
Çalışkan bir işçi genellikle talimatlara çok dikkat eder.
02
çalışkan, özenli
very passionate about studying or reading
Örnekler
The studious student spent hours in the library each day.
Çalışkan öğrenci her gün kütüphanede saatler geçirirdi.
Her studious nature made her a top performer in her class.
Onun çalışkan doğası, onu sınıfının en iyi öğrencisi yaptı.
Leksikal Ağaç
studiously
studiousness
unstudious
studious
