sternly
01
sert bir şekilde, katı bir şekilde
in a strict and serious way, especially when showing disapproval or giving orders
Örnekler
The teacher looked at the noisy class and sternly told them to quiet down.
Öğretmen, gürültülü sınıfa baktı ve onlara sert bir şekilde susmalarını söyledi.
She sternly reminded her son that lying would not be tolerated.
Oğluna yalan söylemenin tolere edilmeyeceğini sertçe hatırlattı.
1.1
sert bir şekilde, katı bir şekilde
in a hard or demanding way that puts something or someone under intense strain or challenge
Örnekler
The freezing wind sternly pushed against our faces as we climbed.
Tırmanırken dondurucu rüzgar yüzümüze sertçe çarpıyordu.
His leadership was sternly tested during the crisis.
Liderliği, kriz sırasında sert bir şekilde test edildi.
Leksikal Ağaç
sternly
stern
