Solubility
01
çözünürlük
the ability to dissolve in a liquid
Örnekler
Salt has high solubility in water and readily dissolves into ionic components when added to the solvent.
Tuzun suda yüksek çözünürlüğü vardır ve çözücüye eklendiğinde kolayca iyonik bileşenlere ayrılır.
Solvents are chosen for chemical extractions based on the desired compound 's known solubility profile.
Kimyasal ekstraksiyonlar için çözücüler, istenen bileşiğin bilinen çözünürlük profiline göre seçilir.
02
çözülebilirlik
(of problems) the quality of being effectively resolvable
Örnekler
With collaboration between opposing groups, the conflict may have greater solubility through mutually agreeable concessions.
Karşıt gruplar arasındaki işbirliği ile çatışma, karşılıklı olarak kabul edilebilir tavizler yoluyla daha büyük bir çözünürlük elde edebilir.
Researchers hope further studies into nucleation will increase our understanding and solubility of problems in materials science.
Araştırmacılar, nükleasyon üzerine yapılacak daha fazla çalışmanın malzeme bilimindeki problemlerin anlaşılmasını ve çözülebilirliğini artırmasını umuyor.
03
çözünürlük, çözme kapasitesi
the quantity of a particular substance that can dissolve in a particular solvent (yielding a saturated solution)
Leksikal Ağaç
dissolubility
insolubility
solubility
soluble
solve



























