to sob
01
hıçkırarak ağlamak
to cry loudly while making repeated, short gasping sounds, often due to intense emotions such as sadness or grief
Intransitive
Örnekler
She could n't control her emotions, and began to sob after receiving the heartbreaking news.
Duygularını kontrol edemedi ve yürek parçalayan haberi aldıktan sonra hıçkırarak ağlamaya başladı.
The movie 's tragic ending had many audience members sobbing in their seats.
Filmin trajik sonu, birçok seyirciyi koltuklarında hıçkırarak ağlattı.
Sob
01
hıçkırık, ağlama nöbeti
convulsive gasp made while weeping
02
aptal, geri zekalı
insulting terms of address for people who are stupid or irritating or ridiculous
03
nefes darlığı, dispne
a dyspneic condition



























