slightly
Örnekler
He slightly adjusted the mirror before driving.
Araba kullanmadan önce aynayı biraz ayarladı.
The temperature dropped slightly overnight.
Gece boyunca sıcaklık hafifçe düştü.
Örnekler
She was slightly built, with narrow shoulders and long limbs.
Dar omuzları ve uzun uzuvlarıyla hafifçe yapılıydı.
The boxer appeared slightly framed compared to his opponent.
Boksör, rakibine kıyasla hafifçe daha ince görünüyordu.
Leksikal Ağaç
slightly
slight



























