separable
01
ayrılabilir, bölünebilir
able to be divided or disassembled into distinct parts or components
Örnekler
The puzzle pieces are separable, allowing them to be put together and taken apart easily.
Yapboz parçaları ayrılabilir, bu da onların kolayca bir araya getirilip ayrılabilmesini sağlar.
The separable sections of the sofa can be rearranged to create different seating arrangements.
Kanepe'nin ayrılabilir bölümleri farklı oturma düzenleri oluşturmak için yeniden düzenlenebilir.
Leksikal Ağaç
inseparable
separability
separably
separable
separ



























