secondhand
01
ikinci el
previously owned or used by someone else
Örnekler
She bought a secondhand car to save money.
O, para tasarruf etmek için ikinci el bir araba aldı.
The thrift store sells secondhand clothes in excellent condition.
İkinci el mağazası mükemmel durumda ikinci el kıyafetler satar.
02
ikinci el, kullanılmış
obtained from a secondary or indirect source rather than directly from the primary or original source
Örnekler
The author's account of the event is based on secondhand information.
Yazarın olay anlatımı ikinci el bilgilere dayanmaktadır.
He had a secondhand impression of the city from stories his parents told him.
Şehir hakkında, ebeveynlerinin anlattığı hikayelerden ikinci el bir izlenim edinmişti.
secondhand
01
ikinci elden
not directly or firsthand
Örnekler
She heard the news secondhand from a friend who read it online.
O, haberi çevrimiçi okuyan bir arkadaşından ikinci el duydu.
He learned about the promotion secondhand through office gossip.
Terfiyi ikinci el olarak ofis dedikodularından öğrendi.
Leksikal Ağaç
secondhand
second
hand
