Basin
01
banyo lavabosu
a fixed bathroom sink with running water, used for washing hands and face
Örnekler
She washed her hands in the basin after coming in from the garden.
Bahçeden geldikten sonra ellerini lavaboda yıkadı.
The basin was filled with warm water for a quick face rinse.
Lavabo, hızlı bir yüz durulaması için ılık suyla doluydu.
02
leğen, kase
a bowl-shaped vessel; usually used for holding food or liquids
03
havza, çöküntü
a large, bowl-shaped depression or low-lying area on the Earth's surface, typically surrounded by higher landforms and often filled with sedimentary deposits
Örnekler
The Great Basin in the western United States is known for its desert landscapes and salt flats.
Amerika Birleşik Devletleri'nin batısındaki Büyük Havza, çöl manzaraları ve tuz düzlükleri ile bilinir.
Sedimentary basins form over millions of years as sediments accumulate in depressions on the Earth's crust.
Havzalar, Dünya'nın kabuğundaki çöküntülerde sedimanların birikmesiyle milyonlarca yıl boyunca oluşur.
04
bir leğenin alabileceği miktar, leğenin hacmi
the quantity that a basin will hold
Leksikal Ağaç
basinal
basin



























