Restlessness
01
huzursuzluk, sabırsızlık
a state of impatience or unease, characterized by a persistent desire for change, action, or relief from a current situation
Örnekler
The long wait at the airport fueled a sense of restlessness among the passengers eager to board their flights.
Havalimanındaki uzun bekleme, uçaklarına binmek için sabırsızlanan yolcular arasında bir huzursuzluk duygusunu körükledi.
The students ' restlessness on the last day of school hinted at their anticipation for the upcoming summer break.
Öğrencilerin okulun son günündeki huzursuzluğu, yaklaşan yaz tatili için duydukları heyecanı ima ediyordu.
02
huzursuzluk, yerinde duramama
the quality of being ceaselessly moving or active
03
huzursuzluk, rahatsızlık
inability to rest or relax or be still
04
huzursuzluk, tedirginlik
a feeling of agitation expressed in continual motion
Leksikal Ağaç
restlessness
restless
rest
