resplendent
01
göz kamaştırıcı
dazzling, radiant, or magnificent in appearance
Örnekler
The bride looked resplendent in her intricately designed wedding gown, sparkling under the soft lights.
Gelin, karmaşık tasarımlı gelinliği içinde göz kamaştırıcı görünüyordu, yumuşak ışıklar altında parlıyordu.
The garden was resplendent with vibrant flowers, creating a breathtaking tapestry of colors.
Bahçe, canlı çiçeklerle göz kamaştırıcı bir renk şöleni yaratarak nefes kesiciydi.
Leksikal Ağaç
resplendently
resplendent
resplend



























