to accredit
01
itibar etmek
to appoint someone to an official position, particularly as an ambassador
02
atfetmek
to believe that someone deserves the credit for something
Örnekler
We accredit her success to her hard work and dedication.
Başarısını onun sıkı çalışmasına ve adanmışlığına atfediyoruz.
The committee accredited the award to the author ’s exceptional storytelling.
Komite, ödülü yazarın olağanüstü hikaye anlatımına atfetti.
03
resmi kimlik vermek, yetki belgesi sağlamak
provide or send (envoys or embassadors) with official credentials
04
onaylamak
to certify that something or someone is of a specific quality or standard
