
Ara
rapid
Example
The rapid river flowed swiftly downstream.
Hızlı nehir hızla aşağı akıyordu.
She made rapid progress in learning the new language.
Yeni dili öğrenmede hızlı bir ilerleme kaydetti.
02
hızlı, çabuk
happening in a short time; moving or acting fast
Rapid
01
akıntı, şelale
a fast and turbulent part of a river with swift currents and obstacles like rocks
Example
They navigated the river 's rapids with skill and caution.
Nehirin akıntılarını ustalıkla ve dikkatle geçtiler.
The kayakers enjoyed the challenge of paddling through the rapids.
Kano yapanlar, akıntılar arasında kürek çekmenin zorluğunun tadını çıkardılar.

Yakın Kelimeler