to publicize
01
reklamı yapmak, reklamını yapmak
to draw public's attention to something by giving information about it as an act of advertisement
Transitive: to publicize a product or service
Örnekler
The company hired a marketing team to publicize its new product through various media channels.
Şirket, yeni ürününü çeşitli medya kanalları aracılığıyla tanıtmak için bir pazarlama ekibi tuttu.
The artist held a press conference to publicize the upcoming art exhibition.
Sanatçı, yaklaşan sanat sergisini tanıtmak için bir basın toplantısı düzenledi.
02
reklamını yapmak
to dispose information about something, so that it publicly known
Transitive: to publicize sth
Örnekler
The team publicized their achievements to gain more recognition.
Ekip, daha fazla tanınma kazanmak için başarılarını duyurdu.
She publicized the workshop to reach more potential participants.
Daha fazla potansiyel katılımcıya ulaşmak için atölyeyi duyurdu.
Leksikal Ağaç
publicized
publicizer
publicizing
publicize
public
publ



























