prominently
01
göze çarpar şekilde, belirgin bir şekilde
in a manner that is easily noticeable or attracts attention
Örnekler
Important safety instructions were prominently displayed near the exit.
Önemli güvenlik talimatları çıkışın yakınında göze çarpar bir şekilde sergilenmişti.
Her artwork was prominently exhibited in the gallery window.
Sanat eseri galerinin vitrininde göze çarpar bir şekilde sergilenmişti.
02
önemli bir şekilde, göze çarpar şekilde
in a way that has an important or leading role; to a large extent
Örnekler
The lead scientist figured prominently in the climate change report.
Baş bilim insanı, iklim değişikliği raporunda önemli bir şekilde yer aldı.
She has appeared prominently in several award-winning films.
Birçok ödüllü filmde önemli bir şekilde yer aldı.
03
belirgin bir şekilde, çıkıntılı bir şekilde
in a manner that projects outward or sticks out from a surface
Örnekler
The statue 's nose protruded prominently above the garden hedge.
Heykelin burnu bahçe çitinin üzerinde belirgin bir şekilde çıkıntı yapıyordu.
The old chimney stands prominently on the rooftop.
Eski baca, çatıda belirgin bir şekilde duruyor.
Leksikal Ağaç
prominently
prominent
promin



























