pouring
01
sel gibi
raining heavily and steadily
Örnekler
It was pouring outside, so we decided to stay indoors and watch movies instead.
Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu, bu yüzden içeride kalıp film izlemeye karar verdik.
The forecast predicted that it would be pouring all weekend, which ruined our plans for a picnic.
Hava tahmini, bütün hafta sonu şakır şakır yağmur yağacağını öngördü, bu da piknik planlarımızı mahvetti.
Leksikal Ağaç
inpouring
pouring
pour



























