to plump up
[phrase form: plump]
01
kabartmak, şişirmek
to make something fuller or fluffier by shaking or adjusting it
Örnekler
She decided to plump the pillow up before guests arrived.
Misafirler gelmeden önce yastığı kabarıtmaya karar verdi.
Every morning, I plump my bed pillows up to make the bed look neat.
Her sabah, yatağı düzenli göstermek için yastıklarımı kabarıtırım.
02
kilo almak, dolgunlaşmak
to gain weight or become fuller in physical appearance
Örnekler
He has plumped up a bit since we last met; he must be eating well.
En son görüştüğümüzden beri biraz kilolu görünüyor; iyi yiyor olmalı.
The baby 's cheeks have plumped up over the last few weeks.
Bebeğin yanakları son birkaç haftada dolgunlaştı.
