open-ended
01
açık uçlu, serbest yanıtlı
describing a question, task, or situation that allows for free, spontaneous, or varied responses instead of fixed ones
Örnekler
The survey included open-ended questions to gather detailed opinions.
Anket, ayrıntılı görüşleri toplamak için açık uçlu sorular içeriyordu.
She preferred open-ended discussions in class to encourage creativity.
Yaratıcılığı teşvik etmek için sınıfta açık uçlu tartışmaları tercih ederdi.
02
açık uçlu, sabit sınırları olmayan
without fixed limits or restrictions
03
açık uçlu, gelişime açık
designed to allow for later additions, changes, or adaptations
Örnekler
The policy is open-ended and may be revised next year.
Politika açık uçlu ve gelecek yıl revize edilebilir.
The plan was intentionally open-ended to adjust for future needs.
Plan, gelecekteki ihtiyaçlara uyum sağlamak için kasıtlı olarak açık uçlu tasarlandı.
