of course
Örnekler
Of course, I agree with your suggestion; it's a great idea.
Elbette, önerinize katılıyorum; bu harika bir fikir.
Of course, I'll let you know if there are any updates.
Tabii ki, herhangi bir güncelleme olursa size haber vereceğim.
of course
01
tabii ki
used to show that what is being said is obvious or known and not surprising
Örnekler
The historical event, of course, had a significant impact on societal norms.
Tarihi olay, elbette, toplumsal normlar üzerinde önemli bir etkiye sahipti.
The research findings, of course, align with previous studies in the field.
Araştırma bulguları, elbette, alandaki önceki çalışmalarla uyumludur.
