ocular
o
ˈɔ
o
cu
kju
kyu
lar
lɜr
lır
British pronunciation
/ˈɒkjʊlɐ/

"ocular"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

ocular
01

gözle ilgili, görsel

relating to or using sight
ocular definition and meaning
02

göze ait

pertaining to or relating to the eyes or vision
example
Örnekler
The optometrist specializes in ocular health, diagnosing and treating various eye conditions.
Optometrist, göz sağlığında uzmanlaşmıştır, çeşitli göz rahatsızlıklarını teşhis eder ve tedavi eder.
The ocular examination revealed signs of retinal damage due to prolonged exposure to UV radiation.
Oküler muayene, uzun süre UV radyasyonuna maruz kalma nedeniyle retina hasarı belirtilerini ortaya çıkardı.
03

gözle görülür

visible or observed visually
example
Örnekler
The shimmering stars in the night sky provided an ocular spectacle that captivated astronomers.
Gece gökyüzündeki parıldayan yıldızlar, astronomları büyüleyen bir görsel şölen sundu.
The stunning landscape offered an ocular panorama of lush greenery and majestic mountains for hikers to behold.
Muhteşem manzara, yürüyüşçülerin seyredebileceği yemyeşil bitki örtüsü ve görkemli dağların gözle görülür bir panoramasını sunuyordu.
Ocular
01

oküler, göz merceği

combination of lenses at the viewing end of optical instruments
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store